16 Aralık 2011 Cuma

Bireysel Yöneticilik

İç İşleri Bölümü
Bloggerlar arasında 16.12.2011 tarihinde yapılan "Ruhların Dansı" konulu yarışma için hazırlanan yazı aşağıdaki gibidir:




Bedenler ve Ruhlar


Yıldızların konuşmalarına kulak verelim…


Eldeberan:
-Kollarımdasın sevgilim!
Öyle bir sıkıyorum ki, sarıp sarmalıyorum tüm bedenini kıyamet ertesi günmüş gibi. Rengârenk görüntüleriyle bize eşlik ediyor Samanyolu. Uzun bir yolda ilerliyoruz, ayaklarımız yerden kesilmiş. Öyle mutluyum ki, atomlarım çok çalışmaktan yorulmuş olmalı.


Akyıldız:
-Bir yıldız, ne kadar uzaksa diğer yıldıza o kadar bilinmez olur. Bilinmezliği değerini artırır ve ona ulaşma isteği oluşturur yıldızlarda. Yıldızların aşkı mümkün mü? Elbette hayır. Birbirimize o kadar uzağız ki. Sadece tahminlerden oluşan bize ait fikir ve görüntülerle kavuşmak istediğimiz yıldızımızı tahayyül ederiz.


Eldeberan:
-Akyıldız,o  nasıl sözler öyle?Sen ki evrenin en yaşlı ve en bilgili yıldızısın.Nasıl olur da sevenlerin birbirine kavuşamayacağını söylersin? Yukarıda yazdıklarımı unuttun mu? Sevgilim kollarımda… Biz kavuştuk.


Akyıldız:
-Seni zavallı. Kendini güldürmek için mi bunu yapıyorsun? Yoksa aptallık perdesiyle mi örttün zihnini? Bu cevabını genç bir yıldız olmana bağlıyorum.



Eldeberan:
-Neyse seni bunak, senin görüşlerinin bağlayıcı bir tarafı yok. Aşık bir insanın konuşmasını dinle de belki o yaşında bir şeyler öğrenirsin.


İnsan:

-Eldeberan, çok genç bir yıldızsın. Görüşlerin o kadar tecrübesizce ki.Yine de sana katılmak ve senin söylediklerine inanmak geliyor içimden.Bir zamanlar ben de aşıktım,senin gibi.Sevdiğimi ilk gördüğümde vücudumdaki titremeyi tarif bile edemem.Kalbim hapsolduğu kafesinden çıkmak için can atar gibiydi.Sonra ne mi oldu?Tabi ki sevdiğime kavuştum.Onunla birlikte bile oldum.Dinle!

İki insan birlikte olunca, tenleri birbirine değip de aradaki sıcaklık artınca, kalpler olabildiğince yakınlaşınca birbirlerine işte o zaman insanların sırtlarındaki eski bir çantada saklanan ruhların bağı çözülür ve bir anda havalanır. Artık ruhlar o andan itibaren özgür olur. Ve önce ürkek bir şekilde birbirlerini izlerler. Yaklaşırlar, bunlar ilk valsin adımları olur. Adımlar hızlandıkça ruhlar birbirlerine ısındıkça, ruhlar  çılgınca danslarına başlarlar.Ne gerçekleri düşünürler,ne de başka bir şeyi.Onlar için birbirlerinden başka hiçbir şey yoktur.

Buraya kadar sen haklıydın Eldeberan, ancak buradan sonra Bilgin Akyıldız’ın sözlerinin doğruluğu ortaya çıkacaktır.
Yerde tenleriyle birbirine sürtünen insanlar ne kadar da mutlu.Gökte özenle saklanan ve ruh eşini arayıp da bulan ruhlar danslarıyla ne kadar mutlu.Tabi sonsuz bir mutluluktan söz etmek mümkün olmayacaktır.Her mutluluğu örten bir acı perdesi de olacaktır muhakak.İşte bir süre sonra o acı perdesiyle örtülecektir ruhlar.Çünkü dans eden ruhları tanrılar hiç ama hiç sevmez.Ruh zebanileri böyle mutlu ruhları yakalamakla görevlidirler.Danslarının zirvesinde kara bir perdeyle hiç beklemedikleri anda,yakalanırlar ve sonsuza kadar birbirlerine ulaşamayacakları zindanlarda hapsedilirler.Yerdeki  bedenlere ne olur dersiniz?Onlar ruhsuz yaşamlarına acılar içinde devam ederler.Kendi bedenlerinde yalnız yapayalnız….

Eldeberan:
-Sen de mi öylesin? Bu nedenle mi bizlerle konuşuyorsun?


İnsan:

-Evet dedim ya bir zamanlar benim de ruhlarım dans ediyordu, sevdiğimin ruhuyla. Ancak şimdi deliyim. Deli olduğum için sizlerle konuşuyorum ya.


Akyıldız:
-Yapma İnsan, senin deli olduğunu düşünmüyorum. Dinle! Hayatta bir insanın önüne çıkan tek bir yol çıkmaz hiçbir zaman. Bir insana ruhu veren, elbette tanrılardır. Onlar da bir ruhu yok etmek istediklerinde yok ederler, zindana atmak istedikleri ruhları da atarlar. Bu konuda kuşku yok. Ancak siz insanlar tanrıların en sevdiği yaratıklarsınız. Her zaman sizlerde onlara ait bir şeyler vardır. Onların gizemli güçleri de tabi. Bu güçleri kullanmak sizler için çok ama çok zor. Ama imkansız değil.Nasıl ruhunuz elinizden alındıysa.Siz de bu güçlerinizi kullanarak kendinize yeni bir ruh yapabilir ve eski mutluluğunuza yeniden kavuşabilirsiniz.Bu sadece benim bulduğum bir yol.


İnsan:

-Bir ruh daha mı? Eldeberan’ın senin bunadığını söylerken inanmamıştım. Ama hata yapmış olmalıyım. Hiç öyle şey olur mu Akyıldız. Yeni ruhum eski mutluluğumu nasıl olur da geri getirir. Nasıl olur da bedenimde onun izleri dururken başka bir ruhla mutluluğa erişebilirim. Nasıl olur da ruhum halen yaşamını bir zindanda sürdürürken, kendime yeni bir ruh yaratabilirim?


Akyıldız:

-Seni terk eden sevgilin öyle yaptı ama. Yeni ruhu ve ruhlarıyla başka ruhlarla dansına devam edebiliyor. Neyse bu yolu da kabul etmiyorsan. Bir yol daha önerebilirim.


Eldeberan:

-Dünyaya hayat veren Ulu Güneş adına. Akyıldız şu saçmalıklarına bir son ver.


Akyıldız:

-Bu yeni yol ise zorluklarla dolu. Tanrılarla bir ol. Mecnun’un yaptığı gibi Tanrılarla bir ol. Herkes Mecnun’un çöllere düştükten sonra, Leyla’yı unuttuğunu söyler ve gerçek aşk olan Tanrıları bulduğunu da.Ne kadar da zavallısınız siz insanlar.Hele gerçekleri görme de o kadar zaafınız var ki.Mecnun hiçbir zaman Leyla’sını unutmamıştır.Tanrı gerçeğine,onları kandırıp zindandaki ruhunu geri alabilmek için ulaşmaya çalışmıştır.Nitekim başarılı da olmuştur.Tanrılara kendisine aşık olduğunu düşündüğü Mecnun’a ruhunu hediye olarak geri vermiştir.


İnsan:

-İyi de bu kadar zahmete katlanıp, ruhumu geri aldıktan sonra Leyla’ma kavuşamayacağım da belli.


Akyıldız:

-Evet, ama başka birine kavuşabilirsin.

İnsan:
-Yıldız’ın verdiği öğüte bak çay demle. Eee bir delinin yıldızı ne de olsa.


Akyıldız’dan Bir Not: İnsan ruhunu kaybettiği zaman söner, ruhunu bulduğu zaman aydınlanır.Bu nedenle insan doğal bir yıldızdır.





1 yorum:

günay dedi ki...

dağ dağa kavuştu insan insana
gezegenler birbirine yaklaştı
jüpiter daha dün şuradaydı
kurgularda yıldızların ruhları birbiriyle savaştı
ama mecnun leylasına hala kavuşamadı
biliyorsun ki leyla hala aranmakta
yazın çççoooookkkkk güüüüxelllllll

Sağır Olmayı Öğrenmek

Bireysel Yöneticilik Bireysel Psikoloji Dairesi Dairemiz tarafından kabul edilerek,Öğretim İşleri Dairesine tavsiye olarak iletilen &qu...