22 Kasım 2011 Salı





Bireysel Yöneticilik





Dış İşleri Bölümü

Bloggerlar arasında 22.11.2011 tarihinde yapılan "Boşluk" konulu yarışma için hazırlanan yazı aşağıdaki gibidir:


MAĞARADAKİLER...


   Dört arkadaşız ve boşluktayız. Nasıl bir boşlukta ve hangi boşlukta olduğumuzu bilmiyoruz. Sadece boşluktayız. Bize entel, dantel takımı derler, bazıları uzaylı olduğumuzu düşünür. Saçımız uzun,küpe ve piercinglerimiz var.Dövmelerin bahsini açmasak da olur.Ama boşluktayız.Neyse lafı fazla uzatmayalım.Kısaca biz Taksim çocuklarıyız...

-Bak abi, benim adım Umut, anladın mı?26 yaşındayım… Bu bedenimin eriştiği yaş… Ruhum mu bir 59 vardır herhalde. Sattığımın dünyasında… Yaşıyor gidiyoruz işte… Neden yaşıyoruz ki? Ölsek ne olacak? Yaşayıp da ne kadar mutlu olacağız? Hem mutluluk da neymiş? Acı çekenler, mutsuzlar, ezilenler, ayrımcılığa uğrayanlar yanı başımdayken ben nasıl mutlu olurum ki? Sevgilim beni aldattıktan sonra, istediğim sevgiliyi bulamadıktan sonra nasıl mutlu olabilirim ki? Bak abi! Bu dünya koca bir yalandan ibaret. Mutsuzluğun zerresinin dahi yerini alacağı bu dünyada, o zerre kadar bir boşluk olacaktır. Neresindeyiz bu boşluğun bilinmez. Bardak düşünün… İçi boş olanlarından… Bu şekliyle elinize aldığınızda bir bütünü görebilirsiniz. Bir süre sonra… Bir kendini bilmez o bardağı kırınca ilk gördüğünüz şekil ortada olmayacaktır. İşte bizim de hayatımız öyle… Kırılmış bardak gibi paramparça ve dağınık… Ve bu dağınıklığın yok ettiği bütünlüğün ardında bıraktığı koca bir boşluk… Benim hayatım da öyle önce elimde tuttuğum bir bardak gibi sağlam ve tamdı. Ancak kırdırdılar bana da o bardağı be abi… Sattığımın dünyasında… Yine de toplamalıyım kırıklarımı, eskisi gibi olmasa da elimde bir bardak tutmalıyım. Benim adım Umut, umutlu olmalıyım be abi…

-Çek bir fırt…

-Ohhhh, sıra sende Garip…

-Selam millet, özellikle güzel kızlara selam! Yaşlılarımın ellerinden öper, küçüklerimin de gözlerinden. Geriye kalanları da salla… Benim adım Garip, yaşım da 25…Bana da göre boşluk; yalnız kalmaktır bu kahpe dünyada… Terk edilmektir, tüm sevenlerin tarafından… Benim de terk edildiğim gibi, benim de hayat canavarının önüne acımasızca atıldığım gibi… Ben de suçsuz değil miyim? Tabi suçluyum hem de köküne kadar suçluyum anasını satayım… Bu kadar zayıf olmamalıydım. Ama ben de tabiatında insanım. Garip bir insancık işte… Yalnızlık sadece birilerinin seni terk etmesi de değil. Duyguların da terk edişi vardır. Hissiz kalmak diye bir şey duydun mu? İşte o…Asıl boşluk o,benim boşluğum o.Hissiz kaldınız mı hayatınızda… Duygularınızın sizi terk ettiğine şahitlik ettiniz mi? Siz hiç aşksız kaldınız mı benim gibi? Annenizi hiç tanımayım, anne sevgisi denen bir hisse muhtaç yaşadınız mı hiç? Ben yaşadım kardeş. Elinizi tutan biri olmayınca, o sıcaklık hissini tanımayınca boşlukta da kalırsınız, her bir yerde de kalırsınız… Benden bu kadar.

-Çek bir fırt…

-Ohh sıra sende kız!

-Siz devam edin, utanıyorum… Birazdan rahatlayınca başlarım ben.

(Gülüşmeler)

-Merhaba değerli okuyucular! Benim adım Ümit,26 yaşındayım. Yakışıklıyım, bakımlıyım, boşluktayım. Boşluk… Hımmm… Hayat orospusunun, insanı baştan çıkartmak için kurduğu türlü tezgâhlardan sonra, insanı attığı yerdir boşluk. Şimdi ben de oradayım haliyle. Bir kahpeye yenilmek diye buna da denir zaten. Bu şerefsiz, yosma önce seni tüm güzelliğiyle büyüler, peşinde koşar olursun… Bağımlı olursun onun güzelliklerine. Tüm ihtiraslarınla birlikte… Şehvet tutkusu sarar dört bir yanını… Onunla yatıp, onunla kalkmak istersin… Onun için kendi değerlerinden vazgeçer, aşağılık biri oluverirsin, benim de olduğum gibi. Kaç kızla yatıp kalktığımı bilmiyorum. Ama istiyorum işte… Kaç kızın canını yaktığımı bilmiyorum. Ben buyum işte… Hayatın kirli elleriyle elimi sıkıp beni de lekelediği kişiyim. Siz çok mu temizsiniz ki anasını satayım. Hayatın pak, tertemiz elleri oldu mu ki hiç… İşte masum hayatları kirletmek ve kişilikten çıkıp şerefsiz biri olmaktır boşluk kısacası. Bir daha eski, temiz, saf çocukluğuna dönememektir. Benim adım Ümit, ümidini yitirmektir boşluk…

-Çek sen de bir fırt.

-Ohhh! Sıra sende Kezbann!

-Sıçtığımın piçi… Kezban senin anandır… Benim adım ve yaşım yok… Anadolu kızıydım bir zamanlar . Bu piçlerin, sağlam piçlerin arasına düşene kadar tabi. Hayatıma giren ve Ümit gibi hayat kirleten ilk sevgilimin kollarında hayallerime veda ettiğim gün başladı benim de boşluğum. Boşluk aşktır! Boşluk önünde büyük bir akarsu gibi çıkıp, denizine götürmek için sizi alıp başka yerlere götürmesidir. Güneşin sizi buharlaştırması gibidir boşluk… Ya da toprağın emmesi gibi… Kırıklıklar değil de bana göre gel-gitlerdir boşluk. Arada kalmalardır. Anadolu mu Avrupa mı? Kültüre, dine bağlılık mı yoksa yoldan çıkmalar mı? Günahlar mı-sevaplar mı? Doğrular mı- yanlışlar mı?

Ümit:

-Evlenmeden kimseyle olma, kızlığın gider… Evlendikten sonra otur evde kocanı bekle…

-Sus lan it… Lafıma girme. Ya abi şu dünyada yaşıyorsak… Özgür olabilmeliyiz. Bir heyecana fütursuzca yelteneceksem aklımda birilerinin koyduğu kurallar olmamalı…

Garip:

-Sıçtığımın kural koyanları!

-Sie gidin işinize,işte siz de aynısınız…Konuşturmak yok..Ben sizi dinlemedim mi lan adam gibi…

Neyse boşluktakiler kavgası başlar birazdan. Eğlenceli de olur hani. Ben başladım ben bitireyim o zaman. Ben Ümit… Bugünkü mağara toplantımız bitmiştir. Boşluk konulu sohbetimize, bu yazıyı okuyarak eşlik ettiğiniz için “danke” diyoruz hepinize.

-Adam gibi bitir lan…

Neyse ağabeyciğim, özet olarak, kısacası boşluk insanın yaşarken ölmesidir işte.

-Kim osurdu…

-Çıkalım şu, bok kokulu mağaradan…

-Haydi, lan ölüler…



2 yorum:

sasely dedi ki...

"boşluk" konulu yarışmanın "bireysel yönetim" kısmından gelen yazıda anlatılmak istenen güzel, hatta "mutsuzluğun zerresinin dahi yer alacağı bu dünyada, o zerre kadar boşluk olacaktır." deyişi baya hoşuma gitti diyebilirim, ama kişi içine girmeden bir şeyi anlayamaz misali, kullanılan tarzı ve kimi ifadeleri pek benimseyemedim.

tabi tüm bunlara rağmen sıkı bir çalışma olmuş ;)

Adsız dedi ki...

gerçekten de "boşluk insanın yaşarken ölmesidir."
senden okuduğumuz sıra dışı bir yazı...
Bireyler yokolmuşluklarının, boşluklarının farkındalar ki bir hayli uzunca tanımlamışlar kendilerini. boşlukta oldukları pek söylenemez sanırım. yaşamak aynı zamanda farkındalık yaratmak, farkında olmak değil midir?
GNY

Sağır Olmayı Öğrenmek

Bireysel Yöneticilik Bireysel Psikoloji Dairesi Dairemiz tarafından kabul edilerek,Öğretim İşleri Dairesine tavsiye olarak iletilen &qu...